Show me

How’s life?
(Hayat nasıl?)

Great
(Harika?)

Everybody’s going through something
(Herkes birşey yaşıyor)

They gotta get over it
(Üstesinden gelmeliler)

You can’t go around
(Etrafta gezinemezsin)

Let’s just enjoy all the time
(Yalnızca her zaman zevkini çıkaralım)
The night is young, you know
(Gece yeni başlıyor biliyorsun)

We’ve just begun
(Biz henüz başladık)

Let’s have some fun until the moon turns to the sun
(Ay güneş olana kadar biraz eğlenelim )

Look out the dj’s got this party jumping
(DJ,ye bak, bu partiyi yerinden sallıyor)

It’s easy to let loose when you sipping something
(Birşeyi yudumlarken, serbest kalıp gitmesine izin vermek kolaydır)

Relax, it’s what you deserve
(Rahatla, o senin hak ettiğin)

There’s no need to be reserved, no
(Ayırtılmaya hiç gerek yok, hayır)

 

Show me what you’re made of
(Neyden yapıldığını göster bana)

You’ll be going, going all night you stay up
(Sen gidiyor olacaksın, tüm gece gidiyor, sen ayakta kal)

Show me what you’re made of
(Neyden yapıldığını göster bana)

You’ll be going, going all night you stay up
(Sen gidiyor olacaksın, tüm gece gidiyor, sen ayakta kal)
Show me, what you came here for
(Göster bana, buraya ne için geldiğini)

Show me, what you came here for
(Göster bana, buraya ne için geldiğini)

Show me, what you came here for
(Göster bana, buraya ne için geldiğini)

Show me, what you came here for
(Göster bana, buraya ne için geldiğini)
Telling you can’t control what you can’t have
(Sahip olamadığını kontrol edemeyeceğini söyluyorum)

You’re here, to enjoy yourself
(Buradasın, kendini eğlendirmek için)

But time, in the back of your mind
(Ama zaman, zihninin arkasındaki)

Spinning what left of it on the floor
(Çeviriyor yerde ondan geriye kalanı)

Have another round and just enjoy this party
(Bir tur daha bekle ve sadece partinin tadını çıkart)

Put your favorite sign, go ahead and grab somebody
(Favori işaretini koy, devam et ve birini yakala)

Aint no limit, no such thing is too much
(Limit yok değil, böyle birşey çok fazla)

And if you cause a line in the V.I
(Ve eğer bir çizgiye neder oluyorsan Virjin adalarında)

I’m waiting on you to show me
(Bana göstermen için seni bekliyorum)

 

Show me what you’re made of
(Neyden yapıldığını göster bana)

You’ll be going, going all night you stay up
(Sen gidiyor olacaksın, tüm gece gidiyor, sen ayakta kal)

Show me what you’re made of
(Neyden yapıldığını göster bana)

You’ll be going, going all night you stay up
(Sen gidiyor olacaksın, tüm gece gidiyor, sen ayakta kal)

 

Show me, what you came here for
(Göster bana, buraya ne için geldiğini)

Show me, what you came here for
(Göster bana, buraya ne için geldiğini)

Show me, what you came here for
(Göster bana, buraya ne için geldiğini)

Show me, what you came here for
(Göster bana, buraya ne için geldiğini)

 

If you find yourself not knowing what to do
(Eğer kendini ne yapacağını bilemiyor şekilde bulursan)

Just lift your hands up high improvise
(Sadece ellerini havaya kaldır ve yüksekçe doğaçlama yap)

And don’t you worry about what they think of you
(Ve onların ne düşüneceği hakkında endişelenmiyor musun?)

All you can do is just live your life
(Tek yapman gereken hayatını yaşamak)

Wo-ah, now it’s the time
(Vo-ah, şimdi tam zamanı)

Now it’s the time
(Şimdi tam zamanı)

So come on show me what you’re all about
(Öyleyse hadi bana senin ne olduğunu göster)

Right here, right now
(Tam burada, şu anda)

There is the perfect time and place
(Mükemmel zaman ve mükemmel bir yer var)

 

Show me what you’re made of

(Neyden yapıldığını göster bana)

You’ll be going, going all night you stay up
(Sen gidiyor olacaksın, tüm gece gidiyor, sen ayakta kal)

Show me what you’re made of
(Neyden yapıldığını göster bana)

You’ll be going, going all night you stay up
(Sen gidiyor olacaksın, tüm gece gidiyor, sen ayakta kal)

 

Show me, what you came here for
(Göster bana, buraya ne için geldiğini)

Show me, what you came here for
(Göster bana, buraya ne için geldiğini)

Show me, what you came here for
(Göster bana, buraya ne için geldiğini)

Show me, what you came here for
(Göster bana, buraya ne için geldiğini)