Arkadaşlar diğer bölümleri ”Ana Sayfada” sitenin en altındaki ”Hikayeler” kategorisinden bulabilirsiniz. Beğendiyseniz eğer lütfen bize aşağıdan yorum yazarak belirtin. Aşırı talep olursa 8. Bölüm Yayınlanacaktır. Keyifli Okumalar.

                                         The Key – 7. Bölüm

 

“Nesin sen?”Bir adım öne çıktı.”Kutsal Güç Kitabı.Sayfa-sanırım-444.Yeni üyeyi zayıf noktalarından vur.Artık birşeyler bildiğine eminim.”dedi kaşlarını kaldırarak.”Birşey…Sadece bildiğim bu!”dedim.Ellerimi sinirle kaldırıp saçlarımı karıştırdım ve başımdaki acıyla konuşmaya devam ettim;”Üye olmak?Ne bu bir tür örgüt falan mı?”Kitabı nerden bildiğini merak etmiyordum.Asıl merak ettiğim Justin’in haberdar olduğu kitaptan John amcada ne işi vardı?Düşüncelerimi okurcasına;”Merakın genetik mi?”dedi gülerek.Aramızdaki mesafeyi-aramızda birkaç santim kalacak şekilde-kapattım.”Olanlar…Senin karşımda duruşun bile tanıdık geliyor.Ciddi anlamda birşeyler bilmeye hakkım var.”Saçlarımda olan ellerimi umutsuzca serbest bıraktım.Nefesi yüzüme çarpıyordu.Gözlerim boyumdan dolayı dudaklarına denk geldiği için ara sıra inceleme fırsatı yakalıyordum.Ama kalbimin ritminin artmasının tek sebebi hissettiğim sinirdi,başka birşey değil!Yüzünü yüzümle aynı hizzaya getirmek için eğdi.

 

“Bunun için uğraşıyorum.En doğru şekilde olması için…Bir söz verdim değil mi?”dedi ve gözlerini yüzümün her köşesinde gezdirdi.”Söz?”dedim kaşlarımı kaldırarak.Yüzümde gezinen gözleri başıma gelince durdu.Önce çeketini sonra tişörtünü çıkarttı.Anlamsızca tişörtsüz vücuduna bakarken sırıtıp tişörtü yüzüme fırlattı.;”Başın kanıyor.Yarana bastır.”Çıplak vücudundan gözümü ayırınca tişörtü bir top haline getirip göremediğim ama sızladığı için haberdar olduğum yaraya bastırdım.”Çeketini giy.”dedim ve gözlerimı o hariç bütün çevrede gezdirdim.O bu haldeyken kendimi korunmasız hissediyorum.Muzipçe güldü;”Bağlanmaktan korkma,Mary.”Beni sinirlendirme çabaları başarıya ulaşırken “Şu.Çeketini.Giy.”dedim kelimelerin üstüne basarak.Gülüşünü sürdürürken çeketini çıplak vücuduna geçirdi.Bana biraz daha yaklaşıp kaşımı inceledi ve ;”Kötü durmuyor”dedi.Oradan ne zaman yaralanmıştım ki?Başını biraz daha eğdi.Dudaklarıma çarpan nefesiyle irkildim.Fazla yakın!

 

“Ben…Bana yardım etmeni istemiyorum.Ama sana engel olamıyorum.Gözlerinde birşey var,emredici.”dedim başımı iki yana sallıyarak.”Ne o bana aşık olmaya mı başlıyorsun Mary?”dedi-anlam yüklü-kaşlarını kaldırarak.Hareketini taklit ettim;”Bundan keyif alır gibisin Bieber?””Yani bana aşık olduğunu kabul ediyosun?”dedi sırıtarak.”Hayır,asla!Bu günlerde sana aşık olmak yerine sana karşı nefret duygumu besliyorum.”dedim ve-biraz da olsa yaramdan kan bulaşmış-tişörtünü yüzüne fırlattım.Ve nefretimin yanında korku vardı.Korku duygumu anımsayınca burdan gitmemin en akıllıca olduğunu yeni anlamıştım.Yanından geçmek için adımımı atmıştım ki beni kolumdan yakaladı.Bir sır verir gibi kulağıma yaklaşıp fısıldadı;”Benden korkma Mary.”Dudakları bir düz çizgi halindeyken iki adım geriledi ve sokağın çıkışına yürüdü.Senden korkmamamı gerektiren hiçbirşey yapmadın ki!Veya beni kendine çekmeyen,merak duygusu uyandırmayan…Ya da …Herneyse.–Burdan gitmek için seçeneklerimi düşündüm.Molly ile gelmiştim.

 

Ama onunla gidemezdim.Beni bu halde görse burdaki herkezi ayağa kaldırır.Başka?Harry…Beni bir daha boğazlamasını istesem çağırırdım.Kevin…Neden olmasın?Hem Justin den edinemediğim bilgileri belki ondan edinirdim.Kitapları aldıktan sonra senin bilmemen gereken şeyler demişti.Demek ki birşeyler biliyor.–Yaklaşık 15 dk içinde hiçbirşey sormadan beni almaya gelmişti.Gerçi telefonu açar açmaz *Birşey sorma* dememin etkisi olmuş olmalı.Arabasının ön koltuğuna oturup ona baktım.Yarım ağız güldü;”Tamam.Sana ne olduğunu sormuyorum ama babamın bunu bilmeyeceği anlamına gelmiyor.””Sana ne kadar yalvarmalıyım?Hem su yaralar geçesiye kadar sende kalsa?Lütfen,lütfen,lütfen…”dedim ellerimi kenetleyerek en masum tavrımı takındım.”Biliyor musun?Belki bilmeyebilir ama bir şartım var.”dedi ve arabayı çalıştırdı.”Seni dinliyorum”El frenini indirip gaza bastı.Issız bir sokağa girdiğimizde-tam konuşacakken-arabanın önüne aniden biri atıldı.Kevin frene asılırken endişeyle bir küfür savurdu.

 

“Mary sakın arabadan çıkma anladın mı? Sakın arabadan çıkma!”dedi bağırarak.Koltuğa pısmış şekilde-korkuyla- ne yapacağını izliyordum.Ön cama yapışan karanlıktaki şey herneyse gözlerini kısıp bana baktı.Kevin aceleyle arabadan indi ve ön cama yaklaştı.Sokağın karanlığında sadece gözlerinin parlaklığını gördüğüm o şey bana bakmayı bırakıp Kevin ın üstüne atıldı.”Kevin!”Endişeyle elim kapı koluna gitti ama Kevin ın dediğini hatırladım;-sakın arabadan çıkma!-Artık Kevin’ı ya da insana benzeyen o şeyi-biz arabayla 80 ile giderken cama atlayıp ölmüyecek kadar-ne kadar insansa işte- görmüyordum.Kevin ın dediğini boşverip arabadan indim.Arabanın önüne yaklaştığımda Kevin yerde yatıyordu.Adımlarımı dikkatli atıp yanına çöktüm.Acıyla kolunu tuttu;”Arabadan çıkmamanı söyledim.”Yüzüme karşı tükürürcesine konuşmuştu.”Uyarılar bana göre değil.Hala burda mı?”dedim.Bir yandan ona bir yandanda etrafa bakıyordum.Aniden boynumda bir acı hissettim.Beni kolumdan tutup arabanın kaputuna savurdu.

 

 

Yanıma birkaç adımda yaklaşıp elini çeneme koydu.”Bir Fault.”Diğer eliyle bileğimi okşadıktan sonra devam etti;”Hiç kullanılmamış.””Mary!Onu dinleme…Seni kontrol etmeye çalışıyor.”dedi Kevin olduğu yerden bağırarak.”Yazık.Neler yapabileceğini bilmemek…Kötü olmalı.Arkandan dönenleri duymanı isterdim.”dedi ve dudağını büzdü.Vücud hatları insan olduğunu göstersede gözleri farklı birşeyler olduğunu bangır bangır bağırıyordu.”Merak ettiğin bütün soruların cevabı…Sadece bende.”dedi sırıtarak.Kendimi hiç bu kadar korkusuz hissetmemiştim.”Anlat.”dedim.Mavi gözleri aklımı başımdan alıyordu.Büyüleyici…Kevin araya girdi;”Lanet olsun!Onu dinleme Mary!””Bilmek istiyorum.”dedim bağırarak.”Geçmişin çok acınası.Verilmiş bir söz Ya da tutulmaya çalışılan bir söz desek daha doğru.Bilirsin bazı sözlerin tutulması zordur.”durdu ve devam etti;”Hiçbirşey hatırlamıyor musun?”dedi mavi gözlerini büyüterek.Başımı iki yana salladım.Gözlerine baktıkça herşeyim ona bağlı gibi hissediyordum.Bütün hayatım…

 

“Öğrenmek ister misin Mary?Benimle gelmek ister misin?”dedi elini uzatarak.Birseylerin yolunda gitmediğini biliyordum ama umrumda değildi.Hiç düşünmeden elini tuttum.Korkmuyordum. Elini belime koyup yüzüme yaklaştı.”Benim ol,Mary.”