Hey, what you doing?
Not a lot
Shaking and moving
At my local spot
Baby, don’t asky me why
Dont ask me why
(why, why, why, why, why, why?)

Hey, ne yapıyorsun
Çok değil
Sallanıyor ve hareket ediyorum
Yerel noktamda
Bebeğim, bana nedenini sorma
Nedenini sorma
(Neden, neden, neden, neden, neden, neden?)

Lay Lady Lay
On that side of a paradise
In the Tropic of Cancer
‘Cause if I had my way
You’d would always stay
And I’ll be your tiny dancer, honey

Ley Leydi Ley
Bir cennetin o tarafında
Yengeç dönencesinde

Çünkü kendi yolum varsa
Sen her zaman kalırsın
Ve senin küçük dansçın olacağım tatlım

I waited for you
In the spot you said to wait
In the city, on a park bench
In the middle of the pouring rain
‘Cause I adored you
I just wanted things to be the same
You said to meet me there tomorrow
But tomorrow never came
Tomorrow never came

Senin için bekledim
Beklememi söylediğin yerde
Şehirde, park bankında
Sağanak yağmurun ortasında
Çünkü sana tapıyordum
Sadece bazı şeylerin eskisi gibi olmasını istedim
Benimle yarın orada buluşacağını söyledin
Ama yarın asla gelmeyecek
Yarın asla gelmeyecek

Hey, what you thinking?
Penny for your thoughts
Those lights are blinking
On that old jukebox
But don’t ask me why
Just swallow some wine
(Wi-wi-wi-wi-wi-wi-wi-wine)

Hey, ne düşünüyorsun?
Düşüncelerin için bir sent*
Eski müzik kutusunda
Yanıp sönen bu ışıklar
Ama bana nedenini sorma
Sadece biraz daha şarap yudumla
(Şa, şa, şa, şa, şa, şa, şa, şarap)

 

Stay, baby stay

On the side of a paradise

In the Tropic of Cancer

Cause if I had my way

You’d would always stay

And you’ll be your tiny dancer, baby

 

Kal, bebeğim kal

Bir cennetin o tarafında

Yengeç dönencesinde

Çünkü kendi yolum varsa

Sen her zaman kalırsın

 

Ve senin küçük dansçın olacağım tatlım

 

 

 

I waited for you
In the spot you said to wait
In the city, on a park bench
In the middle of the pouring rain
‘Cause I adored you
I just wanted things to be the same
You said to meet me there tomorrow
But tomorrow never came
Tomorrow never came

Senin için bekledim
Beklememi söylediğin yerde
Şehirde, park bankında
Sağanak yağmurun ortasında
Çünkü sana tapıyordum
Sadece bazı şeylerin eskisi gibi olmasını istedim
Benimle yarın orada buluşacağını söyledin
Ama yarın asla gelmeyecek
Yarın asla gelmeyecek

Roses are in your country house
We play guitar in your barn
And everyday felt like some day and I
I wish we had stayed home
And I could put on the radio
To our favourite song
Lennon and Yoko
We will play all day long
“Isn’t life crazy?”, I said
Now that I’m singing with Sean
Wow, oh, oh

Kır evindeki güller
Ahırında gitar çalardık
Ve her gün bir gün hissettirirdi ve ben
Keşke evde kalabilseydim
Ve radoyoya koyabilseydim,
En sevdiğimiz şarkıyı
Lennon ve Yoko
Tüm gün boyunca oynatırdık
”Hayat çok çılgınca değil mi?” dedim,
Şimdi Sean ile şarkı söylüyorum

I could keep waiting for you
In the spot we always wait
In the city, on the park bench
In the summer, on the pouring rain
Honey don’t ignore me
I just wanted to be the same
You said you loved me like no tomorrow
I guess tomorrow never came
No, no, no
Tomorrow never came
No, no
Tomorrow never came
No, no, no
Tomorrow never came

Senin için beklemeye devam edebilirdim
Her zaman beklediğimiz o yerde
Şehirde, parktaki bankta
Yazın, akan yağmurda
Tatlım beni görmezden gelme
Sadece aynı olsun istemiştim
Beni yarın yokmuşçasına sevdiğini söylemiştin
Sanırım yarın asla gelmeyecek
Hayır, hayır, hayır
Yarın asla gelmeyecek
Hayır, hayır, hayır
Yarın asla gelmeyecek
Hayır, hayır, hayır

*Düşünceleri, para atınca hediye veren makinelerde olduğu gibi almış ve düşüncelerini almak için bir kuruş atıyormuş gibi anlam katmış.
Not: Bazı yerleri cümle cümle değil, tüm olarak çevirdim. Yanlış demeden önce göz atabilirsiniz.