All the rowboats in the paintings

Resimdeki tüm sandallar
They keep trying to row away

Onlar uzaklara kürek çekmeye çalışıyor
And the captains’ worried faces

Ve kaptanların endişeli yüzleri
Stay contorted and staring at the waves

Eğik kalmış ve dalgalara dik dik bakıyor
They’ll keep hanging in their gold frames

Onlar altın çerçevelerinde asılı duracak
For forever, forever and a day

Sonsuza kadar, sonsuza kadar ve bir gün
All the rowboats in oil paintings

Yağlı tablolardaki tüm sandallar
They keep trying to row away, row away

Onlar uzaklara kürek çekmeye çalışıyor, kürek çekmeye

Hear them whispering French and German

Fransız, Alman onların fısıltılarını duyuyor
Dutch, Italian, and Latin

Hollandalı, İtalyan ve Latin
When no one’s looking, I touch a sculpture

Kimse bakmazken, ben bir heykele dokundum
Marble, cold, and soft as satin

Mermer, soğuk ve saten kadar yumuşak

But the most special are the most lonely

Ama en özeli en yalnız olması
God, I pity the violins

Tanrım ben kemancılara acıyorum
In glass coffins they keep coughing

Cam tabutlarda onlar öksürüyor
They’ve forgotten, forgotten how to sing, how to sing

Onlar unutuldu, nasıl şarkı söyledikleri, nasıl şarkı söyledikleri unutuldu
La da da da da, la da da da da, la

[Instrumental]

First there’s lights out, then there’s lock up

İlk önce ışıklar kapanır, sonra kilitlenir
Masterpieces serving maximum sentences

Baş yapıtlar maksimum cümleler ile servis edilir
It’s their own fault for being timeless

Zamansız olmak onların suçu
There’s a price to pay and a consequence

Sonuç ve ödemenin fiyatı
All the galleries, the museums

Tüm galeriler, müzeler
Here’s your ticket, welcome to the tombs

Biletleriniz burada, mezarlara hoş geldiniz
They’re just public mausoleums

Onlar sadece halk türbeleri
The living dead fill every room

Her odayı doldurarak yaşayan ölüler

[Instrumental]